Sosyolojik Terimler Sözlüğü
Bellek (Hafıza) : Yaşam boyunca öğrenilen bilgilerin, davranış kalıplarının, deneyimlerin, anıların depolanıp saklanması ve hatırlanmasıdır
Bencillik (Egoizm) : İnsan eylemlerinin kökeninde “ben sevgisi” vardır. Ahlak ise insanın kendini koruma güdüsünün dışa vurulmasından başka bir şey değildir. Bu görüşü savunan Thomas Hobbes’a göre, insanda, hayvanlarda olduğu gibi “kendini sevme” ve ”kendini koruma” içgüdüleri vardır. Dolayısı ile insan doğası gereği “bencil” dir. Bencil olan insan her şeyden önce kendi “çıkar” ını düşüneceğinden evrensel bir ahlak yasası yoktur.
Benlik : İnsanın, kendi kişiliğine ilişkin kanıları, kendini tanıma ve değerlendirme biçimidir. Kişiliğin iki yönü vardır. Birinci yönü, dışa yansıyan, daha çok başkaları tarafından değerlendirilen ve davranışlarına yansıması ile de ölçülebilen yandır. İnsanın bu yönü nesneldir. Kişiliğin ikinci yönü ise dışarıya pek yansımayan yani bireyin kendini tanımladığı biçimidir. İşte kişiliğin, bu öznel yönü benliktir ve benlik ölçülerek değil, yorumlanarak anlaşılabilir.
Berdel : Farklı akraba gruplarından insanların karşılıklı olarak birbirlerinden kız alıp vermek üzere anlaşarak evlenmeleridir. Bir gruptan bir erkek, başka bir gruptan bir kadınla evlenirken, karşı gruptan bir erkekle o gruptan bir kadını alır. Bu evlilik biçimine ise başlık parasından kurtulmak için başvurulur.
Bilgi Kuramı (teorisi) : Sübje (bilen) ile obje (bilinen) arasındaki ilişkiyi inceleyen bilgi felsefesi alanına bilgi kuramı denir. Sübjenin, objeyi incelerken ulaşacağı sonuçlar felsefe açısından tartışmalıdır.
Bilginin kaynağı : “İnsan bilgiye hangi araçlarla ulaşır?” sorusuna yanıt arar. Bu soruya verilen yanıtlar farklı felsefi sistemlerin doğmasına yol açar. Bilginin kaynağı akıldır, çünkü duyu organlarının bilgisi zorunlu ve kesin değildir diyen rasyonalizme karşı empirizm, bilginin kaynağı deneydir, doğru ve kesin bilgiye duyu organları aracılığı ile yapılan deney ve gözlem ulaştırır görüşünü savunur. Entüisyonizm (sezicilik) ise bilginin kaynağının sezgi olduğunu ileri sürer.
Bilimsel Bilgi : Özne (sübje) ile nesne (obje) arasındaki ilişkinin sınırlı bir konuda ve belli bir yöntemle her zaman geçerli sonuçlara ulaşmak için amaçlı ve sistemli olarak kurulması sonucu bilimsel bilgi elde edilir.
Bilinç : Belirli bir zaman sınırı içinde insanın kendisinden ve çevresinden haberdar olması haline bilinç denir. Bilinç olmadan algılama dikkat, düşünme, hatırlama vb. zihinsel işlevlerden söz edilemez.
Boşanma : Evlilik sonucu oluşan ailede karşı cinslerin, toplumca veya hukukça evlilik bağlarının sona erdirip ayrılmalarına boşanma denir.
Bürokrasi : Yasaların uygulamalarını üstlenen memurların idari işleyişidir
Danıştay : Hükümetle yurttaş arasındaki sorunları inceleyen Bölge İdare Mahkemeleri’ni denetler. Hükümetin gücünü kötüye kullanmasını ve yurttaşına haksızlık yapmasını önler.
Deflasyon : Ulusal paranın değerinin yükselmesi sonucu mal ve hizmetlerin fiyatlarının düşmesidir. Deflasyon üretimin tüketimden, dış satımın dış alımdan çok olması durumunda görülür.
Değer : İnsanların bir mala ya da hizmete yükledikleri öneme değer denir.
Deizm : Tanrı’nın evreni kendi yasalarına göre işleyen bir düzen olarak yarattığını savunur. Ancak yaratan ve düzeni kuran Tanrı’nın, evreni kendi başına bıraktığını kabul eder. Bu yüzden deizm, dinsel dogma ve ilkelerin varlığını kabul etmez. Deizm’e göre Tanrı’nın vahiy, mucize gibi kanıtlara gereksinimi yoktur.
Demokrasi : Halkın doğrudan ya da seçtiği temsilcileri aracılığı ile kendini yönettiği yönetim biçimine demokrasi denir.
Demokratik Devlet : Yasama, yürütme, yargı güçlerini kullanan kurumların temsilcileri yetkilerini halktan alırlar ve seçimle belirlenirler. Ayrıca bu güçler birbirlerinden bağımsız organlar tarafından kullanılır.
Deney :Varsayımı kanıtlamak üzere sonucu etkileyen değişkenlerle sonuç arasındaki ilişkiyi saptamak üzere pratik uygulamalar yapmaktır.
Deneysel Psikoloji : Deneysel psikoloji bir davranışı etkileyen çevre koşullarını ve uyarıcıları tanımlayıp ölçerek hangi davranışı, nasıl ve ne derecede etkilediğini bulmayı amaçlar. Bunu yaparken hayvanlar üzerinde laboratuar deneyleri yapar, bunları insan davranışları ile karşılaştırır.
Deneysel Yöntem : İncelenen olayla ilgili neden sonuç ilişkilerini saptamak üzere araştırmacının uygun laboratuar koşullarında hazırladığı ve incelediği kişi ya da nesneyi yönlendirebildiği yöntem, deneysel yöntemdir. Deneysel yöntem sırasında incelenen insana denek, hayvana kobay adı verilir.
Determinizm : İnsanın, “ahlaki eylemleri ile ilgili kararları, içten ve dıştan belirlenen koşulların etkisiyle oluşur” görüşüne dayanarak ahlaki eylemlerinde özgür olmadığını savunan filozoflar vardır. Bunlar ahlak felsefesi alanında deterministtir .
Devalüasyon : Bir devletin ulusal parasının yabancı paralar ve altın karşısında değerinin düşürülmesidir. Yüksek enflasyon yaşayan devletlerin dış borçlarının artması sonucu, ulusal paranın değeri resmi olarak düşürülür. Bu değer düşürme işleminde IMF, Dünya Bankası gibi uluslar arası finans kuruluşlarının zorlamasının etkisi büyüktür.
Devlet : Sınırları belirli bir toprak parçası ile bu topraklarda yaşayan insanlar üzerinde egemenlik hakkı kullanan siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik örgütlenmelere devlet denir.
Dil : Duygu ve düşünceleri yapay işaretlerle anlatmaya yarayan bir dizgedir (sistemdir).
Dini kurallar : Allah (c.c.) tarafından insanların dünya ve ahirette kurtuluşa ermeleri, mutlu ve huzurlu olmaları için gönderilmiş ilahi kanun ve kurallardır.
Dinsel Bilgi : Özne (sübje) ile nesne (obje) arasındaki ilişkinin inanç, Tanrı, kutsal kitap ve din çerçevesinde kurulduğu bilgi, dinsel bilgidir.
Doğal Gözlem : İncelenen olayların kendi doğal ortamında, müdahalede bulunulmaksızın gözlemlenmesidir.
Doğruluk (Hakikat) : Bilginin bilgi konusu ile tam uygunluk içinde bulunmasıdır. Bir bilginin doğruluğu, onun kanıtlanabilmesi ile mümkündür. Çünkü doğruluk düşünce ile nesne (obje) nin uygunluğudur.
Duyarsızlaşma : Duygusal yaşamda tekrar tekrar karşılaşılan uyarıcıyı organizmanın belli bir süre sonra kanıksamamasıdır. Örneğin: Annesi tarafından sık sık azarlanan bir çocuk, bir süre sonra annesinin azarlamasına karşı duyarsızlaşabilir.
Duyum : Organizmanın iç ve dış çevreden gelen uyarıcıları duyu organı aracılığı ile alıp sinirsel enerji haline dönüştürmesi sürecine duyum denir.
Duyumun Eşiği : Duyu organlarının bir uyarıcıyı almaya başladığı sınırdır.
Duyusal Uyum : Duyu organlarının çevredeki uyarıcılara alışkanlık göstererek, onlara tepki vermemesidir.
Düalizm (ikicilik) : Materyalizmle idealizm arasında bir uzlaşma çabasıdır. Descartes’a göre varlık madde ve ruh olmak üzere iki cevherden oluşur. Ruhun işlevi düşünmek, maddenin işlevi uzayda yer kaplamaktır. Evrendeki nesne dünyasındaki varlıklar salt madde, Tanrı ise salt ruhtur. İnsanda madde ve ruh bir aradadır.
Dürtü : Organizmadaki eksikliği gidermek için doğan güçtür.
Düşünme : Olay ve nesneler yerine onların simgelerini (işaretlerini) kullanarak yapılan zihinsel bir işlem ve sorunlara çözüm arama yoludur. Düşünme yeteneği en fazla olan canlı insandır. Fare, maymun gibi üst düzey canlılarda da düşünme yeteneği vardır. Fareler eski deneyimlerinden yararlanarak karşılaştıkları problemleri çözebilirler.
Geçmiş Yaşam Deneyimleri : Geçmişte yaşadığımız olay ya da olaylar, ilgili nesnelerin bellekte bıraktığı izler, yeni algılamalarımızı etkiler. (koşullanma-telkin)
Gelenek : Bir toplumun, yüzyıllar öncesinden kendi içerisinde doğan, kuşaktan kuşağa geçerek özel bir bağ oluşturan davranış kurallarıdır. Bunlara örf ve adetler veya töre de denir.
Gelişim Psikolojisi : Gelişim psikolojisi, yaşa bağlı davranış değişikliklerini inceler. Çocukken büyük bir dikkatle ve keyifle izlenen çizgi filmler büyüyünce ilgi çekici olmaktan çıkabilir. Gelişim psikolojisi çocuk psikolojisi ve yetişkin psikolojisi olmak üzere ikiye ayrılır.
Genelleme : Birbirine benzeyen varlıkları ortak özellikleriyle düşünmektir. Örneğin, köpek kavramı sayesinde her gördüğümüz köpeği tek tek incelemeden (tüyleri olduğuna, havladığını, et yediğini, sadık olduğunu) diğer köpeklerle aynı ortak özelliklere sahip olduğunu biliriz.
Genel Uyarılmışlık Hali ve Kaygı : Kişinin bilincinin açık ve tamamen uyanık olmasına, enerjisini yapacağı işe verebilmesine genel uyarılmış hali denir. Herhangi bir öğrenmenin yapılabilmesi için bireyin enerjisini yaptığı iş üzerinde yoğunlaştırması gerekir. Ekrandaki bu metni okurken, aynı zamanda gitmeyi düşündüğünüz tiyatroya, kimlerle gideceğinizi tasarlıyorsanız büyük olasılıkla öğrenme gerçekleşmeyecektir.
Gerçeklik : İnsan bilincinden bağımsız olarak var olanlardır. Gerçeklik varlığın bir özelliği başka bir deyişle var oluş tarzıdır.
Gereksinim (İhtiyaç) : Organizmada herhangi bir eksikliğin hissedilmesidir.
Geriye Ket Vurma : Yeni öğrenilen bilgilerin önceki öğrenilenleri unutturmasıdır. Örneğin, matematik dersinden öğrendiğiniz pratik çözüm yolu uzun ispatlara dayalı eski bilgilerinizi unutturabilir.
Gestalt Tedavisi : Gestalt terapisinin amacı, insanların kendileri ile ilgili bütün yönlerin farkında olmalarını kolaylaştırarak, kendilerine saygı, bağımsızlık ile kararlarının ve seçimlerinin sorumluluğunu üstlenebilmelerini sağlamaktır.
Girişim : Üretim faaliyetlerini planlayan, düzenleyen ve örgütleyen beyin gücüdür.
Görgü kuralları : İnsanların birbirleri ile olan ilişkilerinde saygıyı, sevgiyi ve hoşgörüyü esas alan kurallardır.
Görüşme (Mülakat) : İncelenen insanın, duygu, düşünce, davranış ve tutumlarını saptamak amacı ile yüz yüze yapılan sözlü söyleşidir. Güvenilir bir görüşme için görüşmecinin alanında uzman olması, ortamın ve görüşme süresinin, görüşülen insanı olumlu ya da olumsuz yönde etkilemeyecek biçimde düzenlenmesi gereklidir.
Gözlem : Olayları kendiliğinden oluşan oluşum biçimleri içinde amaçlı ve sistemli olarak izlemek ve kaydetmektir. Sosyolojide, toplumsal yaşamla ilgili olayları oluşum koşulları içinde amaçlı ve sistemli bir biçimde izlemek ve kaydetmektir.
Güçler Ayrılığı İlkesi : Demokrasilerde, kişi hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması amacı ile yasam, yürütme, yargı güçleri ayrı organlarca kullanılır. Demokrasilerde yasama gücünü parlamento, yürütme gücünü hükümet, yargı gücünü bağımsız mahkemeler kullanır. Bu güçler arasındaki ilişkilerin sınırları yasalarca belirlenmiş ve özellikle yasam ve yürütmenin (parlamento ve hükümetin) yargıya müdahalesi olabildiğince azalmıştır.
Güdü : Organizmanın, gereksinimini karşılamak üzere bir davranışı yapmaya istekli duruma gelmesidir.
Güdülenme : Hayvan ya da insanda organizmayı belirli bir amaca yönelik davranışa iten sürecin tümüne güdülenme denir.
Kalite : Bir malın ihtiyacı gideren mallara göre daha kullanışlı olmasıdır.
Kapitalist Devlet : Üretim araçlarının (fabrika, tarla, maden ocağı, iş atölyesi gibi) mülkiyet hakkının kişi ya da kişilerin elinde bulunduğu, dolayısı ile üretimde kişi ya da kişilerin oluşturduğu kurumların öncelikle etkili olduğu devlet biçimidir.
Karakter : Kişiliğin, topluma ve toplumsal değer yargılarına, toplumun da bireye verilmiş olduğu değere göre ortaya çıkan yanıdır. Özellikle de içinde yaşanılan toplumun değer yargılarından, eğitim anlayışından, sosyo-ekonomik özelliklerinden etkilenerek biçimlenir. Örneğin, dürüstlük, yalancılık, yardımseverlik, yurtseverlik, zalimlik ağırlıklı olarak karakter özellikleridir.
Karma Ekonominin Egemen Olduğu Devlet : Hem devletin hem de kişilerin üretim araçları üzerinde mülkiyet hakkının bulunduğu devlettir. Karma devlette genelde ihtiyacın olduğu yerde devlet, karın olduğu yerde özel girişim (teşebbüs) üretimde egemendir.
Kavram : Herhangi bir tür nesne ya da belli bir tür olayın ortak özelliklerinin bir ad altında toplanmasıdır. Kavramlar zihnin soyutlama ve genelleme yetenekleriyle elde edilir. Nesnelerin ve yaşanmış olayların izleri önce bireysel ve somuttur.
Kaygı : Üzüntü, sıkıntı, korku, başarısızlık gibi heyecan oluşumlarının kaynağı bilinmeden uzun süreli yaşanmasına kaygı adı verilir.
Kısa Süreli Bellek : Bilgileri tutma süresi 30 saniyeden daha kısa olan bellektir. Kısa süreli belleğin depolama kapasitesi 7± 2 birim ya da kümedir. Yani kısa süreli bellekte en fazla 9 birimlik bilgi tutulabilir. 9 birimden sonra bilgiler bellekte daha önceden bulunan bir birimi dışarı atar.
Kıyas : Verilen önermelere dayanarak zihnin sonuç çıkartma işlemine kıyas denir. Kıyas genelde tümdengelimin özel bir biçimi olarak kabul edilir. Örneğin ; Bütün insanlar ölümlüdür. Ali insandır. O halde Ali ölümlüdür.
Kimlik Bunalımı : Bireyin özellikle ergenlik döneminde kendi kimliğini oluşturmak için verdiği mücadeledir.
Kimlik Kargaşası : Kimlik bunalımının uzun sürmesi sonucu gencin düşünce, duygu, davranış ve tutumlarında kendine özgü bir yol çizememesidir. Ne olacağını, kim olduğunu, nelere inanması gerektiğini belirlemeyen genç kimlik kargaşası yaşar.
Kişiden kaynaklanan engeller : Bu engelleme türünde bireyde engellenmişlik duygusu yaratan neden, yine bireyin gerçekçi olmayan beklentilerinden doğar. Örneğin, kısa boylu olduğu halde profesyonel basketbolcu olmak isteyen genç, amacına ulaşamayınca kendini engellenme duygusuna kaptırır.
Kişilik : Bir insanı diğer insanlardan ayırıp kendine özgü kılan bedensel, zihinsel ve ruhsal özelliklerinin bütünüdür. Kişiliğin kökeninde, insanları birbirlerinden ayıran duygu, düşünce ve davranışlardaki benzerlik ve farklılıklar vardır.
Kleptomani (çalma hastalığı) : Hiçbir nesnel gereksinme söz konusu olmadığı halde kişinin çalma zorunluluğu duyması.
Klinik Psikolojisi : Davranış bozukluklarının tanı (teşhis) ve tedavileri ile ilgilenir. Zeka, kişilik, akıl sağlığı sorunları olan, bu yüzden çevreye uyum zorluğu çeken insanların tanı ve tedavisi için teknikler geliştirir.
Klinik Yöntem : Davranış bozukluklarının tanısı (teşhisi) için uygulanan yöntemdir. Bu yöntem genel olarak şu teknikleri kullanmayı gerektirir.
Kompülsiyon : Davranışlarda ortaya çıkan takıntılardır. Örneğin, yoldaki çizgilere, karelere basarak yürümek kompülsif bir davranıştır.
Korelasyon (Bağıntı) : İki değişken arasındaki ilişki miktarına korelasyon denir. Üç temel korelasyon biçimi vardır.
Korelasyon Katsayısı : +1, -1, 0 korelasyon katsayıları tam ve mükemmel bağıntının ifadesidir.
Kritisizm (Eleştiricilik) : Kristizm, bilgi teorisine aklı inceleyerek yaklaşmaya çalışır. Bunun için de bilgiyi sağlamada aklın rolünü ve deneyin rolünü ayrı ayrı ele alarak rasyonalizmle empirizmi uzlaştırmak ister.
Kutsal : Kişilerin, nesnelerin ya da yerlerin yüceleştirilmesi ve değerlerinin Tanrısallaştırılmasıdır.
Kültür : İnsanlığın maddi ve manevi anlamda yapıp ettiği her şeye kültür denir.
Kültürel Antropoloji : Tarım, hayvancılık türleri gibi kültürel özellikleri; inanç, gelenek, görenek gibi kültürel kalıpları; araç, gereç, sanat ve bilgiler gibi kültürel ürünleri konu edinir.
Naturizm : Doğal varlıkların ve olayların kutsallaştığı din anlayışıdır. Tarımın insan yaşamında önem kazanması ile tarımsal üretimi yöneten doğal olaylar kutsallaşmıştır.
Negatif (Olumsuz) Korelasyon : İki değişken arasında biri artarken diğeri azalan ters orantılı bir ilişki varsa korelasyon negatiftir.
Neolokal : Evlilik sonucu kadın ve erkek kendi ailelerinden ayrılarak ayrı bir yerde yeni bir aile kurarlar.
Nevrotik Bozukluklar (Nevrozlar) : Kişiliğin ve uyumun tümünü etkilemeyen, genellikle bunalım ve beden işlevleri üzerine yakınmalarla kendini belli eden ruhsal kaynaklı hastalıklardır.
Niceleme Mantığı : Önermelerin niceleyicilerini de (her, bazı) sembolleştirip niceleyicileri de dikkate alarak denetlemeler yapan mantık alanı niceleme mantığıdır. Niceleme mantığına yüklemler mantığı da denir. Yüklemler mantığı önermeleri iç yapıları ile sembolleştirir.
Nihilizm (Hiççilik) : Nihilizme göre hiçbir varlık gerçekten var değildir ve varlığı var olan olarak kabul eden görüşlere karşı çıkar. Ancak daha genel bakıldığında nihilizm hiçbir değer ve kural tanımayan bir görüştür ve toplumda düzeni sağlayan tüm otoriteleri reddeder. Nihilizm bu biçimiyle siyasal anlamda anarşizme temel oluşturur.
Normal davranış : Belirli doğal ve toplumsal ortamlarda, dıştan ve içten gelen belirli şiddet ve süredeki uyaranlara, insanın alışılagelen, düzgün, doğru, kurala uygun biçimde cevap verilmesi, tepki göstermesidir.
Nötr Korelasyon : İki değişken arasında hiçbir ilişki olmamasıdır.
Nüfus Baskısı : Geçim kaynaklarının insanca yaşatacağı nüfusun üzerinde nüfus sayısına sahip olan ülkelerde nüfus baskısı yaşanır. Nüfus baskısı genelde nüfus patlaması sonucu yaşanır.
Nüfus Bileşimi : Nüfusun yaşa, cinsiyete, eğitim durumuna, sınıfsal konumuna göre oransal dağılımına nüfus bileşimi denir. Nüfus bileşimi toplumsal yaşamın anlaşılmasında önemli bir veri olarak değerlendirilir.
Nüfus Hareketliliği : Bir toplumda nüfusun tümünün ya da bir kısmının ekonomik, siyasal, kültürel ve coğrafi nedenlerle bir yerden bir yere göç etmesidir. Nüfus hareketliliği sosyolojik olarak iç göçler ve dış göçler biçiminde yaşanır.
Nüfus Patlaması : Bir toplumda beslenme, barınma ve sağlık sorunlarının çözülmesi sonucu çocuk ölüm oranlarının düşmesi ve ortalama ömrün uzaması nedeniyle nüfusun beklenenden fazla artmasına nüfus patlaması denir.
Nüfus Yetersizliği : Ülkede var olan ekonomik ve doğal kaynakları işletecek kadar nüfus bulunmaması nüfus yetersizliğine yol açar. Nüfus yetersizliği yaşayan ülkeler doğurganlığı teşvik ederek ve başka ülkelerden nüfus ithal ederek bu olumsuzluğa çözüm ararlar.
Rasyonalizm (Akılcılık) : Rasyonalizme göre, zorunlu, kesin ve genel geçer bilgilere ancak akılla ulaşılır. O halde doğru bilginin kaynağı akıldır. Duyu organlarının verileri geçici ve doğruluğu kesin olmayan bilgilerdir ve bu verilere güvenilemez. Felsefe evreni ve insanı kavrarken aklı kullanarak doğru bilgilere ulaşabilir.
Realizm (Gerçekçilik) : Varlık vardır anlayışı realizmdir. Realizm varlığın insan bilincinin dışında, insan bilincinden bağımsız olarak var olduğunu savunur. Realizmle ilgili bir başka tartışma konusu da varlığın ne olduğu problemidir.
Refleks : Dıştan gelen uyarıcılar karşısında aniden gösterilen istem dışı tepkilere refleks denir.
Rehberlik ve Danışmanlık Psikolojisi : Normal yaşamda karşılaşılan sorun ve sıkıntıları, çevreye uyum güçlüklerini ele alan psikoloji dalı rehberlik ve danışmanlık psikolojisidir. Klinik psikoloji akıl hastalığı düzeyindeki davranış bozukluklarını inceler. Rehberlik ve danışma psikolojisi klinik psikolojisinden farklı olarak normal sınırlar içinde kalan sorunları ele alır.
Rekabet (Yarışma) : Piyasaya aynı malı süren firmaların mücadelesidir.
Revalüasyon : Bir devletin ulusal parasının yabancı paralar ve altın karşısında değer kazanmasıdır.
Rüya : Uykuda görülen görsel imgelerdir
Talep (İstem) : Alıcıların bir malı isteme derecesidir.
Talep Enflasyonu : Bir mal ya da hizmetin arzı az, talebi çoksa malın fiyatı yükselir.
Tanıma : Bir uyarıcının, önceden görülüp görülmediğine karar verilmesidir.
Tanrı : Evrende öncesiz ve sonrasız olarak var olan ve her şeyi yaratan yüce varlıktır.
Taoizm : Nihilizmin bir başka biçimi de İlk Çağda Çin’de görülen taoizm’dir. Lao-Tse’nin kurduğu taoculuk, gerçeğin tüm çeşitliliğine karşın “bir” (Tao) olduğunu ve bunun adının, biçiminin, maddesinin, görüntüsünün olmadığını savunur. Aldatıcı olan dünya varlıktan yoksundur.
Tasavvuf : Tasavvuf, insanın sezgi yoluyla, ibadet yoluyla kendinden geçerek Tanrı’ya erişmesinin ve onla bütünleşmesinin yollarını gösteren bir öğretidir. Tasavvufa göre insan Tanrı’ya akıl yoluyla değil, gönül yoluyla ulaşır. Bu yüzden tasavvuf insanın dinsel anlamda nasıl yaşamasını işaret eden bir yaşam felsefesidir.
Tefsir : Kur’an’daki ayetleri en geniş yorumlayan bilim dalıdır. Bu işle uğraşanlara Müfessir adı verilir.
Teizm: Evreni ve insanı yaratan öncesiz ve sonsuz bir Tanrı’nın varlığını kabul edip, Tanrı’nın aynı zamanda dünya ile sürekli ilişki içinde olduğunu kabul eden görüş Teizm’dir. Teizme göre Tanrı dünya ile ilişkisini dinler aracılığı ile kurar.
Tek (Üniter) Devlet : Devletin egemenlik hakkını kullandığı tüm sınırlar içinde aynı yasalar geçerlidir.
Teknik Bilgi : İnsanların yaşamlarını kolaylaştıran araç ve gereçlerin yapılmasının bilgisi teknik bilgidir.
Teknoloji : Üretim araçlarının gücünü ve etkinliğini artırmak için bilimsel buluşların araç ve gereçlere uygulanmasıdır.
Teokratik Devlet : Teokratik devlette yasama, yürütme, yargı yetkilerinin kaynağı tanrı, din ve kutsal kitaptır. Teokratik devlette tüm düzenlemeler dinsel normlara uygun olarak yapılır.
Teoloji : Evrende olup biten her şeyi tanrıya bağlayan görüştür.
Teoloji (erekbilim) : Evren bir ereğe göre oluşmuştur. Genelde, Tanrı’nın evreni bilinçli ve planlı bir biçimde yarattığını savunan bir görüştür.
Tepki : Organizmanın uyarımlara verdiği yanıttır.
Test : Birden fazla insanın davranışlarını karşılaştırmak amacı ile uygulanan sistematik ölçme tekniğidir. Sözlü ya da yazılı olabilen testler zeka, yetenek, kişilik, bilgi, ilgi gibi özellikleri ölçmek için kullanılır.
Toplu (Federal) Devlet : Devletin yasal egemenliğinin bölgelere göre değiştiği ancak tüm bölgeler için geçerli merkezi yasaların da olduğu devlettir. Devlet içinde yer alan devletçikler (federe devletler) kendi yasalarını kendileri yaparlar. Ancak tüm devletçikler ulusal savunma, dış ticaret, dış politika gibi konularda merkezi devlete bağlıdırlar.
Toplumsal değer yargıları : Toplumun düşünce ve inanışları mal ve hizmetlerin değerlerinin belirlenmesinde etkili olur. Örneğin; Domuz etinin Müslüman toplumlarda ekonomik değeri yoktur.
Toplumsal Güdüler : İnsanların toplumsal gereksinimlerinin giderilmesine yönelik güdülerdir.
Toplumsal Hareketlilik : Toplumsal tabakalar arasındaki geçişkenliğe toplumsal hareketlilik denir.
Toplumsal Kategoriler : Belli özellikleri bakımından bir arada düşünülen insan topluluğuna kategori denir.
Toplumsal Kontrol Mekanizmaları : Toplumda düzeni sağlayan kuralların, toplumda yer alan birey ve grupları, ortak değer, inanç ve ölçülere uymaya zorlamasıdır.
Toplumsal Kurum : Toplumun gereksinmelerinden doğan, toplumsal yapıda yer alan norm ve değerleri korumak açısından zorunlu, nispeten sürekli örgütlenmelere toplumsal kurum denir.
Toplumsallaşma (Sosyalleşme) : Biyolojik varlık olarak dünyaya gelen insanın, toplumun değerlerini öğrenmesi sürecine toplumsallaşma (sosyalleşme) denir.
Toplumsal Olay : İnsanlar arası ilişkilerden doğan, bir defada olup biten yeri ve zamanı belli toplumsal oluşumlara toplumsal olay denir. Örneğin, Ahmet ile Ayşe’nin evlenmesi, Türkiye’deki 1974 genel seçimi birer toplumsal olaydır.
Toplumsal Olgu : Toplumsal olayların tekrar etmesiyle doğan, mekandan ve zamandan bağımsız kavramlardır. Örneğin, Ahmet ise Ayşe’nin evlenmesi bir toplumsal olayken evlilik bir toplumsal olgudur. Türkiye’deki 1974 genel seçimi bir toplumsal olayken seçim bir toplumsal olgudur.
Toplumsal Prestij : Bireyin statülerine toplumun verdiği değere prestij denir. Prestij kavramı, toplumdan topluma ve aynı toplumda zaman içerisinde değişen dinamik bir kavramdır. Örneğin, Cumhuriyetin kuruluş yıllarında öğretmenlerin prestiji (saygınlığı) yüksekken, günümüzde işletme, maliye, bankacılık gibi meslek gruplarının prestiji artmıştır.
Toplumsal Rol : Toplumun, belirli toplumsal statülerdeki kişilerden, yapmalarını beklediği davranışlara toplumsal rol denir. Örneğin toplum, doktorlardan, giyimlerinden hastalarıyla ilişkilerine varıncaya kadar belirli davranışlar bekler. Toplumun bireyden beklediği rollerle, bireyin gerçekleştirdiği roller arasında farklılıklar gözlenebilir. Farklı statülerin birbirleriyle olan ilişkileri rol pekişmesine ya da rol çatışmasına neden olabilmektedir.
Toplumsal Statü : Bireyin toplum içinde işgal ettiği mevkie (konum) statü denir. Başka bir deyişle statü, bireye toplum içinde hak ve sorumluluklar yükleyen konumdur (mevkidir). Birey toplum içerisinde birçok statüye sahiptir. Örneğin sizler; öğrenci, kardeş, dayı, amca, arkadaş, yurttaş statülerinden bir kaçına ya da hepsine sahip olabilirsiniz.
Toplumsal Tabakalaşma : Toplumda yer alan sınıf ve tabakaların, toplumsal hiyerarşide alt, orta, üst diye derecelendirilmesidir.
Toplumsal Yapı : Toplum, üyeleri arasında iş birliği bulunan ve bu işbirliğini denetleyen kuralların bulunduğu; coğrafi bir yeri ve ortak kültür olan; çok ya da az ölçüde kurumlaşmış ilişkiler bütünüdür.
Toplumsal Yığın : Aynı mekanı paylaşmalarına karşın aralarında karşılıklı ilişkiler bulunmayan insan birikimleridir.
Totemizm : Kutsal sayılan bitki ve hayvanlara tapılan din anlayışıdır. Ağırlıklı olarak ilkel toplumlarda görülür.
Trafik : Yayaların, hayvanların ve araçların karayolları üzerindeki hal ve hareketlerine trafik denir.
Transfer : Önceki öğrenilenlerin yeni öğrenmeleri etkilemesine transfer denir.
Tüketim : Mal ve hizmetlerin ihtiyaçlarını gidermek amacıyla kullanılmasıdır. Tüketim, bireylerin gelir düzeyi ile doğru orantılı fiyatlarla ters orantılıdır. Gelir düzeyi arttıkça tüketim artar; fiyatlar arttıkça tüketim azalır. Gelirin tüketilmeyen bölümüne ise tasarruf denir.
Tüketim malı : İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak üzere doğrudan kullandıkları mallardır. Kısa sürede kullanıp yok ettiğimiz mallar dayanıksız tüketim malı, uzun süreli kullanıp eskittiğimiz mallar dayanıklı tüketim malıdır.
Tümden gelim : Genel yargılardan özel bir olayın ya da nesnenin bilgisinin çıkartılmasıdır.
Tümdengelim (Dedüksiyon) : Zihnin genel yargılardan özel sonuçlar çıkarmasıdır. Örnek : Bütün madenler ısınınca genleşir. “emir madendir.” O halde, demir ısınınca genleşir. Tümdengelimin doğruluk değeri kesindir. Çünkü bütün doğru ise parça da doğru olmak zorundadır. “Bütün madenler ısınınca genleşir.” “emir ısınınca genleşir.” Tümdengelim, mantık doğrusunun açık bir örneğidir.
Tümevarım : Gözlemlerden, tek tek olaylardan ya da nesnelerden yola çıkarak genel yargılara ulaşmaktır.
Tümevarım (Endüsksiyon) : Zihnin tek tek olgularla ilgili yargılardan hareket ederek genel sonuçlara ulaşmasıdır. Örnek : “Ali, Ayşe, John, Brigitte insandır ve ölümlüdür.” O halde, bütün insanlar, ölümlüdür. Tümevarımın doğruluk değeri olasılıklıdır. Yukarıdaki örnekte sonuç doğru olduğu halde, “Ali, Ayşe, John, Brigitte insandır ve sarı saçlıdır.” “ O halde, bütün insanlar sarı saçlıdır akıl yürütmesinde sonuç yanlıştır.”
Tür : Cinsin altında sıralanan şeylerdir. Gerçeklikleri farklı olan şeylere “bunlar nedir?”, diye sorulduğunda alınan yanıt türü gösterir. Cinsle karşılaştırıldığında içlemi çok olan şeyler türdür.
Zaman Algısı : Yaşadığımız zaman diliminin içinde bulunduğumuz duruma göre, olduğundan daha uzun ya da kısa algılanmasıdır.
Zeka : Bireyin, gerek sorunları çözerken gerek çevreye uyum sağlarken var olan tüm yetenek ve becerilerini kullanması ile ortaya çıkan düzeydir. Örneğin, bir öğrenci bir matematik problemini çok kısa sürede çözerken bir başkası çok uzun sürede çözebilir. Bir başkası ise problemi çözemeyebilir.
Zihinsel Kurgu : Karşılaşılan problemlere hep aynı davranış kalıplarıyla, yöntemlerle çözüm aranması.
Zihinsel Tutum ve Kültürel Ortam : Kültürel ortamın yarattığı zihinsel tutum, nesne ya da olayların algılanmasını etkiler.
Yorum Gönder